EHLİYET SİSTEMİ DEĞİŞMELİ
Lefkoşa’nın en işlek caddelerinden biri olan Dereboyu’nda, trafik kurallarını ihlal ederek yolu birbirinden ayıran orta çizgi üzerinde seyreden ve araçları yolun solundan geçen motosikletli sürücüler KIBRIS’ın objektifine takıldı.
Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı, motosiklet ehliyetine eğitim almadan sahip olan sürücülerin önlerindeki araçları sağdan da soldan da geçmeyi kendilerine hak olarak gördüklerini belirtti.
Polisin motosikletli sürücüler konusunda denetim yapmadığını savunan Avcı, denetim yapılması ve ehliyet verme sisteminin değişmesi gerektiğine dikkat çekti.
Avcı, motosikletli sürücülerin diğer araçlar gibi önlerindeki aracı sinyal vererek, sağdan geçmekle mükellef olduklarına dikkat çekti.
Avcı, “Motosikletli sürücülerin önlerindeki aracı soldan geçme haklarının sadece önündeki araç sağa dönmek için sinyal verip ve yolun sağını aldıysa, soldaki yerden geçebilirler ama önlerinde düz giden aracın solundan geçme hakları yoktur. Motosikletli sürücülerin bu ihlalini çok yaygın olarak görüyoruz. Bu ihlali hepsi yapıyor. Arabanın solundan da, sağından da geçiyorlar. Geçerken de, aracın önüne geçebiliyorlar. İki araba arka arkaya durduğu zaman hemen yolun ortasından tekrar sağa veya sola gidebiliyorlar. Orta şeritten gidebiliyorlar” dedi.
Avcı, tüm motorlu araçlar için en güvenli yerin çizgilerin içi olduğuna işaret ederek, araçların çizgilerin içinde olmaları halinde, çarpışma sayısının minimuma düşeceğini anlattı.
Tüm ölümlü ve ağır yaralanmalı kazaların şeritlerin ihlalinden meydana geldiğine dikkat çeken Avcı, “Motosikletli sürücüleri kendi hayatlarını tehlikeye atarak, araç kullanma lüksünden vazgeçmelidir. Sırf biraz daha hızlı, daha erken varabilmek için yaptıkları trafik kuralını ihlal etmektir” dedi.
Mehmet Avcı, motosikletlerin de trafikte bir araç olduğunu anımsatarak, arabaların haklarına sahip olduğunu ve arabaların uyması gereken kurallarının motosikletler için de geçerli olduğunu belirtti.
Avcı, trafikte motosikletlerin ayrıcalıklarının olmadığını ancak motosiklet kullanan kişilerin ülkemizde kendilerini daha kolaya götürecek ayrıcalıkları kendilerinin yarattığını söyledi.
“Her iki şeridi de ihlal ederek, çifte suç işliyorlar”
Motosikletli sürücülerin, tek şerit olan yollarda normalde gidiş yolunda ve şeridin içinde gitmek zorunda olduklarını anımsatan Avcı, motosikletli sürücülerin arabaların arkasından gitmek ve yavaş hareket etme sorununu yaşamamak için orta şeridin üzerinde yani yolun tam ortasında her iki şeridi de ihlal ederek, çifte suç işleyerek, şerit üzerinde gittiklerini kaydetti.
Avcı, motosikletli sürücülerin bu kuralı ihlal etmesinin hem karşı şeritten gelen hem de arkalarından gelen araba için de ayrı bir tehlike oluşturduğuna dikkat çekti.
“Motosikletli sürücülerin bunu yapmasının esas sebebi eğitimsizlik…”
Mehmet Avcı, motosikletli sürücülerin yolu birbirinden ayıran orta çizgi üzerinde seyretmesi ve araçları yolun solundan geçmesinin sebebinin “eğitimsizlik” ve “kolaycılığa kaçmak” olduğunu söyledi.
Motosikletli sürücülerin bu iki kuralı çiğnemesinin hem kendi canlarını hem de diğer sürücüleri tehlikeye attığını belirten Avcı, “Yolun tam ortasında seyreden bir motosiklet sürücüsü, kaza anında bir diğer arabanın kendisine çarpması sonucu karşıdan veya arkadan gelen arabanın önüne düşecek demektir. Böyle bir kazada kurtulma şansı daha az olur. Çünkü motosikletin arkasından gelen araba kendisine hafif çarpsa bile, diğer şeritten gelen arabanın önüne düşecektir. Motosiklet sürücüsü tehlikede olduğunu bilmek zorundadır” şeklinde konuştu.
“Ehliyet sistemi değişmeli”
Mehmet Avcı, ülkemizde motosiklet ehliyetine sürüş eğitimi verilmeden sahip olunduğuna dikkat çekerek, sorunun temelinde eğitimsizlik yattığını anlattı.
Ülkemizde 18 yaşını dolduran bir gencin sadece kitapçıktan soruları ezberleyerek, sözlü sınavdaki soruları cevaplayıp, “Motosiklet Sürme Öğrenci Ehliyeti aldığını ve en güçlü motosikleti sürme hakkı kazandığını söyleyen Avcı, bu sistemin değişmesi gerektiğini kaydetti.
Avcı, şöyle devam etti:
“18 yaşındaki bir genç en küçük motordan en güçlü motosiklete kadar sürme hakkı elde ediyor ama hayatında hiç motosiklet sürmemiştir. Trafik kurallarını sadece o kitapçıktan okuduğu kadar bilir, anladığı kadar bilir, pratik sürüş yoktur ancak ehliyet almaya karar verilirse, ehliyet sınavında bir küçük alanda, müfettiş ehliyet almak isteyen kişinin sürüşünü izler ve ‘tamam’ der. Bu uluslar arası standartların tamamen dışındadır. Ülkemizde 18 yaşında bir kişinin sürme hakkı kazandığı en güçlü motosikleti Avrupa’da 24 yaşında sürebilirler. Ülkemizde ise maalesef motosiklet ehliyeti verirken özellikle gençleri trafik kazası yapmaya teşvik ediyoruz. Bu sistem Avrupa Birliği’nde yoktur. Avrupalı bir insan, 18 yaşında küçük motosiklet sürme hakkına sahiptir. İki sene sonra bir daha büyüğünü, iki sene sonra daha büyük motor gücüne sahip bir motosikleti sürme hakkına sahiptir. Eğitim ve sınavdan sonra. Bizim ülkemizde 18 yaşındaki bir genç en büyük motosikleti öğrenci ehliyetiyle hiç sınavsız sürme hakkına sahiptir.”
“Hayatlarını tehlikeye atıyorlar”
Mehmet Avcı, paket servisi dağıtan motosikletli sürücülerle ilgili ciddi bir sorun olduğuna işaret ederek,
iş sahibi olmak isteyen bir gencin sadece gidip sözlü sınavı geçtiğini ve herhangi bir işyerinde kendisine bir motosiklet verildiğini anlattı.
Avcı, “İşbaşı yapan genç, bu paketi en hızlı şekilde götürmeye çalışıyor. Tabiî ki o genç, görev aşkı ile ekmek parası ihtiyacı ile motosikletle ne kadar hızlı gidip, gelirse ki, kendi hayatını da tehlikeye atarak, motosiklet kullanmaktadır” dedi.
Kask takmaları konusunda işyerlerinin teşviki ile birlikte kask takmanın yaygınlaştığını söyleyen Avcı, bu gelişmenin olumlu olduğunu kaydetti.
“Motosikletlilerin atlıkarınca gibi arabanın her tarafında olma hakkı yoktur”
Mehmet Avcı, motosikletli sürücülerin bu iki trafik kuralını ihlal etmesinin hem araba sürücüsünü hem de motosiklet sürücüsü için ciddi bir tehlike arz ettiğini söyledi.
Arabaların aynalarında kör nokta olduğunu ve arabanın etrafının 360 derece açıyla görülemediğine dikkat çeken Avcı, motosikletli sürücülerin atlıkarınca gibi arabanın her tarafında olma hakkı olmadığını kaydetti.
Avcı, “Van, jip gibi yüksek araçlarda küçük motorları görme şansı yoktur ve çok defa sürücüler bir motor sesi duyarlar ama geç görürler. Dolayısıyla motosikletlilerin arabanın her tarafından olma hakkı yoktur. Onlarda arabalar gibi araba gibi arka arkaya dizilmek zorunda, sinyal vererek şerit değişmek zorunda, önündeki arabayı geçecekse mutlaka sağdan geçmek zorundadır. Ancak sağa dönecek araç varsa soldan geçme hakkı vardır. Trafik ışıklarında onlarda durmak ve ışıklar yandıktan sonra geçmekle mükelleftirler” dedi.
Polis, bu konuda denetimleri artırmalı
Trafik Kazalarını Önleme Derneği Başkanı Mehmet Avcı, motosikletli sürücüler konusunda polisin ciddi bir denetim yapmadığını savundu.
Avcı, şöyle devam etti:
“Bir motosiklet sürücüsü ‘Beni polis denetleyecek. Hata yaparsam beni yakalayacak’ diye bir endişe yaşamamaktadır. Polis, bu konuda denetimleri artırmalıdır. Çünkü bu olayda hem motosikletli sürücünün hayatını tehlikededir hem de sürücülerin başını derde sokmaktadır. Sürücü haklı olsa bile başı derttedir. Ölümlü kaza olabilir, motosikletli sürücünün başında kask yoksa çarpma anında ölebilir. Böyle bir kazada, başkasının ölümüne sebebiyet vermekten yargılanırsın. Kasksız bir sürücüye çarpıp ölümüne sebebiyet verdiğin zaman da sürücü haklı olsa bile bir mahkeme süreci yaşamak zorundadır. Suçlu bulunmasa bile bir vicdan azabı yaşayacaktır”